Perşembe, Temmuz 23, 2015

Michael Phelps de kimmiş benim oğlumun yanında


Bugün Eray'ın yüzme yarışması vardı. Erol işten ayrılamadığı için annemle birlikte gittik. Annem havuzu görür görmez burada mı yüzecek dedi. Korktu. Aslında ne yalan söyleyeyim bende biraz endişelendim..

Daha küçükler ya anne boydan boya yüzdürmezler,mutlaka yüzme tahtası gibi bir şey verirler ellerine ya da hocalardan birkaçı suyun içinde olur merak etme dedim. Heyecanımızdan erken gittiğimizden bir önceki grubun yarışmalarını izlemeye başladık.

Küçüklerde büyükler gibi muamele görünce annemle beni aldı mı bir telaş.Anne yüzemez çok mesafe var, Eray  yoruluyorum demişti, yorulunca ne yapacak diye tırnak etlerimi koparmaya başladım ki hiç adetim değildir.

10.40 da Eray'ların gösterileri başladı. Kulvarlarda büyükten küçüğe doğru sıralandılar önde büyükler arkada küçükler olacak şeklinde gösterilerini sergilediler. Çok şaşırdım. Sıpaya bak sen bu kadar yüzebildiğini bilmiyordum bile dedim. Olimpik havuzda yüzme stillerini değiştirerek rahat 4-5 kere gidip geldiler. Yoruldular ama..



Sıra yarışmaya gelince ne oldu bil. Yarışmaya güzel başladı ama bir süre sonra durdu, arkada kalan kişiyi bekledi. Bu da ona  zaman kaybettirdi. Çok şaşırdım o kadar şaşırdım ki anlatamam. Sonra oturup düşündüğüm de niye o kadar şaşırdım ki dedim. Eray işte tam da bu. Yarışmaymış, birinci olmakmış, sonuncu olmakmış onun için hiç önemli değil. Arkada kalan kişiyi beklemek onun için daha önemli. Bak bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi onu da bilemedim.

Galiba kulvarı 4. tamamladı. Yarın sonuçlar açıklanıp madalya töreni yapacaklar.

Blog bugün çok mutlu, heyecanlı, gururlu bir gün geçirdim.


Not: Birinci video gösteri yaparlarken. Yani büyük çocuklar önde, küçükler arkada olacak şekilde yüzdü. İkinci video ise yarışmadan..

Tarih :23/07/2015
Yer: Enka
Hissiyat-  Peh Michael Phelps mi? O da kimmiş benim oğlumun yanında...

Pazartesi, Temmuz 20, 2015

Küçük kara balığım

 
 
Dün kuzenimin Şile'de ki yazlığındaydık. Ne zamandır çağırıyorlardı gitmek kısmet olmamıştı. Kuzenler bayramda orada toplanınca bizde bu vesileyle gittik. Eray çocuklarla bir arada olmaktan dolayı çok mutluydu.
 
Buraya hiç yazmasam da bu konuyla ilgili kimseyle konuşmasam da Eray yalnızlığını sorguluyor arada. Onun açısından baktığımızda çok haklı. Ne kardeşi var ne de kuzeni. Ne dayısı var ne de amcası.
 
Tamam arkadaşları, anne-babasının bir sürü kuzenlerinin çocukları var da yerini tutmaz bunu en iyi ben bilirim. Bilmek durumu bazen değiştirmeyebiliyor.
 
Neyse dün çok mutluydu.O kadar güzel vakit geçirdiler ki.Eray'ı yüzerken videoya çektim kayıtlarda bulunsun diye. Güzel yüzüyor bence fakat çok çabuk yoruluyor ve hemen bırakıyor.
 
Yaz okulunda da yüzdüğü için benim küçük beyaz balığım küçük kara balığına dönüştü.Bu arada bu perşembe yaz okulunda yüzme yarışması var. Bakalım nasıl olacak..
 

Pazara gitmek mi? 3. Bölüm


Ramazan yoğundu, bayram ise çok daha yoğun.Bu bayramda gezmelerin hakkını verdik ve evde hiç durmadık. Aslında ben dururdum da Eray ve babası aynı kafadan olduğu için oylamada hiç şansım yok benim. Kendi evimde azınlık kaldım iyi mi?

Bayramın birinci günü annemde kahvaltı ettikten sonra Beykoz'a geçtik. İftar için gittiğimizde çiçek açan tohumların sebze vermeye başladığını gördüğümde çok şaşırdım. Hayat, doğa artık ne dersen de ne çabuk değişiyor ve yeniliyor.Bu değişimleri kaçırmamak adına galiba bazen yavaşlamak gerekiyor.

Eray toprağı kazıp, çamur topları yapmak için uygun ortam yaratırken bizde kayınvalidem ile bahçeyi gezdik. Çoğu şeyi çekmeyi unutsam da buyurun pazara gitmek mi bölüm 3 ile karşınızdayız.

Bu yıl bahçe geçen seneki gibi olmadı.Yağmur sebebiyle dedi kayınvalidem.Sürekli yağmur yağması bahçeye iyi gelmedi. Şu an için domateslerde sorun yok inşallah böyle de gider.


Bu yılda biberlerin maşallahı var. İnsanın kendi yetiştirdiği mahsulü yemesi değişik bir duygu olmalı. Kayınvalidem salata mı yapacak giriyor bahçeye iki-üç domates, iki salatalık, biber ya da marul, soğan toplayıp çarçabuk bir salata yapıyor. Yemek mi yapacak.. Patlıcan, kabak, fasulye toplayıp hemen ocağa türlü koyuyor.

 
Fasulyeler geçen seneki gibi değil maalesef. Bir kısmı beneklendi. Geçen sene o kadar çok olmuştu ki domatesle kavurup bolca buzluğa atmıştık ve kışın tükettik.


Kabaklar iyi durumda. Yemeye başladık. Sağolsun kayınvalidem kayınpederimi hafta içi ring olarak kullanıyor.İki-üç kabak, salatalık, maydanoz artık ne büyüdüyse kayınpederim Erol'un iş yerine güvenliğe bırakıyor, Erol'da akşam eve ulaştırıyor. Kabaklardan mücver yapıldı.


Salatalıklar bu sene fazla değil. Yine de şükür Eray yiyebiliyor. Nedense maydanoz çok fazla olmamış..

 
Marul- taze soğan her zamanki gibi bu sene de fazla.


 
Armut artık kalmadı. Bu sene çok fazlaydı. Kayınvalidem armutları akrabalara dağıttı. Kalanıyla da armut pekmezi yaptı. Eray tadını çok sevdi. Elma ağacı ise hiç meyve vermedi bu yıl. Öyleymiş bu ağaç. Bir sene verir bir sene vermezmiş. Geçen sene o kadar çoktu ki ağaç elmaları taşıyamıyordu. 

 
Çileklerde artık bitti. Zaten azdı onları da Eray yedi. Kiraz da az oldu bu sene. Dememe gerek var mı ringle kirazlar Eray'a gönderildi. Erik ağacı fena değildi.
 
 
Baklayı biz haşlarız sonra tuzlayıp kuruyemiş gibi yeriz. Kayınvalidemler ise yeşil kabuklu halindeyken taze fasulye gibi yemeğini yapar. Ben o halini hiç sevmediğim için bize sağolasun bu şekilde gönderdi. Ohh ne iyi geldi.



Dut artık bitti. Fındık her yerde olduğu gibi bu sene fazla. Fazla derken ekili alan çok az lakin kayınvalidemin ihtiyacını görüyor. Semizotu, maydanoz da var. Yani bu yazda sebze için pek pazara gitmeyeceğiz gibi görünüyor.

Aaaa bu arada bu senenin sürprizi erişteler. Kayınvalidem kesti tabi ki bize de düştü.


Bu da Eray'dan çamur köftesi. Tarif aslında çok kolay. Malzemeler; toprak, su ve bir tutam yeşillik.

Yapılışı ; Toprak su ile çamur halini alana kadar iyice yoğrulur. Sonra yumurta büyüklüğünde parçalara ayırarak yuvarlanır. Bir tutam yeşillik üstüne kondurulur.


Bu tarif mideye değil direkt çocuğun ruhuna hitap eder.