Çarşamba, Şubat 26, 2014

Bugün


Bugün hiç ısınamadım. Dışarıda kar soğuğu var sanki.İçim tir tir titriyor.Arena'da bir önceki maçın atmosferini yaratmak için Metro girişine suni kar yağdırmışlar.Oranın soğuğu mu geldi buraya yoksa.

Bugün öğlen arkadaştan telefon geldi.Bizde toplanıyoruz çay içeceğiz sen de gel dedi.Uzun çok uzun zaman olmuştu böyle bir oturmaya gitmeli.Ne bilim sevmiyorum galiba.Yanlızlığımı seviyorum bu aralar.Yalnız sinemaya gitmeyi,kitapçılarda dolanmayı,bir yerde oturup kahve içmeyi daha çok sevsemde arkadaşlarla evde oturmak da iyi geldi.Havam değişti.Giderken çıtır çıtır simit de aldım çayın yanına iyi gitti aslında.

Bugün tontalağı okuldan babası aldı.Kaç gündür yalvarıyordu ne olur işyerine götür beni diye.Babası uzun süre işyerine gelmesini yasakladı.Sebep yaramazlık dozunu birazcık kaçırmış.Hatta kibarlıkta nam salmış oğlum yöneticiye birden' senin anan var mı anan' demiş.Herkes şaşırmış.Ne diyecekti ki devamın da 'ananı al da git mi yoksa'..

Bugün bezelye,makarna,çorba,Eray'ım sever diye biraz da köfte yaptım.Salatanın içine marul, tere, maydanoz,havuç artık elime ne geçtiyse koydum.Sıpa eve tok geldi ya bu yaşta.

Bugün ablam geldi bize.Eray'ı uyutma ihalesi teyzeye kaldı haliyle.Eray uyumadan hemen önce 'teyzecim annem babam ben uyuyunca hemen yanımdan kalkıyor sen kalkma olur mu demiş. Bunu duyunca içim bir kötü oldu hiç ama hiç sorma.

Bugün hayatımda ilk defa artık yaz gelsin dedim.Anlayın o kadar içim,dışım donuyor benim.Bu duruma benden kocaman bir hoppala..

Son olarak bugün ekose desenli battaniyenim altında bir Türkan Şoray filmi ne güzel giderdi oysa.

Salı, Şubat 25, 2014

Çizimler

Tontalağımın en büyük tutkusudur çizmek. Nereye ve ne ile çizdiğinin bir önemi yok yeter ki çizsin. Not kağıdı, resim defteri, eli...Tükenmez kalem, kurşun kalem, pastel boya, tebeşir. Evimizde envai çeşit boya ve boy boy kağıtlar var tontalağımın tutkusuna hizmet etmek için.

Öğretmeni çizmeyi o kadar çok seviyor ki servisten iner inmez boya kalemlerinin yanına gidiyor dediğinde o da bir şey mi gözünü açar açmaz masasına koşup bir kaç sayfa birşey çizmeden servise binmiyor dedim.Yeteneği var mı tartışılır lakin tartışılmaz tek şey var ki çizerek kendini ifade ediyor ve bu onu çok mutlu ediyor.O yüzden bugün tontalağımın resimlerinden bir kaç kare ekleyeceğim.


22 Ekim 2013-Kalp sistemi:) Kalbe giden borular varmış.Bu borulardan sular (bazen kan)geçermiş. Su bittiğinde alarm çalmaya başlarmış.Alarmın dalgaları çok hoşuma gitti.Okulda teneffüste yapmış eve geldiğinde annecim biliyor musun dek(tek) başıma yaptım dedi..

 
23 Kasım 2013-Atatürk'ün evi:Uzun zamandır Atatürk ve hayatı ile ilgili şeyleri çizmeyi çok seviyor.Resimlerine bazen dialoglarda ekliyor.Yazıları ben yazıyorum onun dışında fikirlerde, çizimlerde Eray'a ait. Burası bilindiği üzere Selanik. Bu evde Atatürk'ün annesi Zübeyla(Zübeyda) hanım oğluna sesleniyor.
 
'Oğlum Atatürk gel buraya yemek hazır.Aç aç savaşa gitme sana çok besleyici yemekler hazirladim'. Görüldüğü üzere sadece çizimler yok öğretici mesajlar da veriyor tontalak:)
 

 
10 Ocak 2013:Atatürk'ün resmi: Hiç de fena olmamış di mi..Çizerken bilgiler de vermeyi ihmal etmez hiç.Kırmızılar savaşan askerlerin kanıymış, Türk bayrağı da bu şekilde oluşmuş.
 

 
Osmanlı Askeri: Ata biraz ters binmiş ama olsun düz herkes biner zaten:) Cumhuriyetten önce Osmanlılar varmış tontalak öyle der...

 
Bu serbest çalışmalarından biri:) Bu tür resimler çizmeyi de çok sever.

 
Eray'dan insan manzaraları: Evden çıkacağız vakit yok adam illa birşeyler çizdirmem lazım diyor yani sigara tiryakisinin sigara krizine girmesi gibi.İki dakika da insanın haliyet-i ruhiyesini çizdi. Favorim dil çıkaran;)

 
Gelecekte olmak istediği meslek: Aslında bu bir ödevdi.Öğretmeni olmak istediği mesleği çizip getirin demiş.Eray'cım sen ne olmak istersin dediğimde komutan demesi beni biraz şoka uğrattı. Ressam, çevre bakanı,dağcı gibi şeyler söyleyen çocuğun asker demesi beni haliyle şaşırttı.Sonra işin rengi anlaşıldı.Öğretmeni Atatürk ile ilgili dergi çalışmasında Eray çok etkilendi,çok ilgilendi komutan olmak istiyor dediğinde anladım:) Ne seçerse seçsin mutlu olsunda...Eray burada komutan olmuş gögsündeki yıldızlara dikkatinizi çekerim.Burada benim tek katkım istersen ağaç çiz askeriyelerde yeşillik çok olur demem:)
 
 
Hava durumu: Bu çizimde havanız nasıl olursa olsun sizin havanız güzel olsun dedirtten cinsten.
 
 Efendim son resim benim resmim.Hazır mısınız bu güzellik karşısında:)) Ta ta tatammmm karşınızda hanımiğnesi...
 
 
Okulda çizmiş ve şekilli delgeçle şekillendirmiş.İtiraf ediyorum biraz trip attım.Ben bu kadar kilolu muyum dedim.Annecim kilo aldın ya sen diyerek pot üzerine pot kırdı:) İnci gibi dişlerimin ve kırmızı rujumun hatırına affettim.Anne yüreği işte. 
 
Ha bu arada Mona Lisa da kimmiş bu duruş karşısında...
 
 
 
 

Pazartesi, Şubat 24, 2014

Ya Satacak Bir Evimiz Olmasaydı...



Efendim hayalleri ve istekleri geniş bir çocuk bu tontalak. Öyle istekler ki bunlar oldu gözlerimiz doldu dedirten cinsten.Çevremizdeki herkes bilir tontalağı her yıl leyleği havada görenlerden ve bu yüzdendir ki acayip sever gezmeleri.

Gezmeyi çok sevdiğinden midir bilinmez bir ara taktı bana karavan alın demeye.Babasıyla internette karavan fotoğraflarına bakıp nereye gideceğinin hayallerini kurdu.Karavanla yatıp karavanla kalktı. Her seferinde karavan alamayacığımızı söyledim ama kestirip atmadım.Hayallerinin peşinden gitsin diye hedef belirledim.Herşeyi anne babasından beklememesini güzel okulları bitirip meslek sahibi olduktan sonra kendisinin alabileceğini söyledim.Tontalak bu 'oooo ben büyüyene kadar' dedi. Bazen öyle ısrarcı oldu ki çıldırttı beni.

-Oğlum şu an ki şartlarda karavan alamayız,paramız yok
-O zaman bu evi satalım annecim orada yaşarız.

Küçüklüğünden beri sever köpekleri öyle sever ki köpek aşkı tavan yaptığında sabahtan akşama kadar köpek alalım diye insanın başını şişirebilir

-Oğlum evimiz köpek beslemek için uygun değil
-Bahçeli ev alalım
-Onu almak için paramız yok
-Bu evi satıp bahçeli ev alalım o zaman

Bir dönem Amerika'ya gitmenin hayalini kurdu.Özgürlük anıtını görmeye can attı.Şu aralar ise dünyanın başka yerlerini gözüne kestirdi..

-Babacım hani özgürlük anıtına benzeyen şey var ya aslında çok da benzemiyor biraz benziyor biraz benzemiyor onun adı neydi
-Eyfel kulesinden mi bahsediyorsun
-Evet babacım o neredeydi
-Paris yani Fransa
-oraya gidebilir miyiz lüftennnnnnn
-Yok oğlum şu an gidemeyiz
-ya Mısır:)
-Eray'cım şu an hiçbir yere gidemeyiz,paramız yok:)

Ne cevap verdiğini yazmama gerek yok galiba.Ya bu ev olmasaydı tontalak hangi hayale sarıldı bilmem.

Ben küçükken daha kabul edilebilir isteklerim olurdu.Ne bilim barbie oyuncak, şakudu şukudu eden bir terlik,belki lunaparka gitmek(o da özel günlerde).Annem paramız yok dediyse zinhar ısrar edilmezdi.O zamanlar laf da dinlenilirdi halden de anlanılırdı.Ya şimdi...

Zamane çocuklarına zamanından önce herşeyi vererek çıtayı yükselttik mi yoksa.

Fotoğraf: Temmuz 2013 Yaz Okulundan bir kare

Cumartesi, Şubat 22, 2014

Minik Ergen ve Dili


Tontalağım perşembe günü okulda ateşlendi. Hemen babası almaya gitti. O günden beri ateş devam ediyor. Dün doktora gittik.Ya beta oluyor ya pfapa.Streptokok testi negatif yani bu sefer ki pfapa atağımış.

Şimdi geldik eczaneden iğneyi vurdurmadık içirdik. Eczaneci prednolü sulandırdı bizde meyve suyuna kattık hop bir güzel mideye indirdi.Bu yöntemi daha çok sevdik.İğne içilir mi diye önce bir itiraz eder oldu lakin popona vurulmasını mı tercih edersin dediğimizde tamam tamam içerim diyerek yelkenleri suya indirdi.Şu an ateş çıkacak mı çıkmayacak mı beklemedeyiz.

Okulun ilk dönemi 'ilkokula hazır mı diye olgunluk testi' ve 'adını unuttuğum bir gelişim testi' yapıldı çocuklara.Orada dikkatimi çeken şey dil gelişim bölümü oldu.5 yaş 2 aylık tontalağın dil gelişimi 6 yaş 10 aylık çıkmış.Hiç şaşırmadım. Son dönemde dili pabuç kadar.Özellikle yapmak istediği ve bizim izin vermediğimiz konular hakkında..

'Babacım sen kral annecim sen kraliçe değilsin...Babacım sen padişah annecim sen sultan değilsin.. Sen baba bu evin patronu değilsin.Sende(beni göstererek) bu dünyanın hakimi değilsin.Herşey sizin istediğiniz gibi olamaz.
 
Biz ne mi yaptık hiç birşey tabi.Koltukta donduk kaldık Erol'la.Son dönemde ise başka cümle kurar oldu.
 
'Benim tüm hayatımı kontrol edemezsiniz tamam mı' 
 
5.5 yaşında bunları diyen bir çocuk 15 inde ne der acaba.Şimdilik öğrenmek istemiyorum.Allah uzun ve sağlıklı ömürler versin yaşayarak öğreniriz nasılsa..
 
Kendime Not: Pfapa atağı 20/02/2014. 40 mg Predonolun bir kısmı içirildi.
 
 

Çarşamba, Şubat 19, 2014

Show Must Go On


Aslında çok özledim öyle özledim ki buraları kelimelerim kifayetsiz kalır.Peki neden mi gelmiyorum. Bilmiyorum...Vakitsizlik desem hayır o olamaz bol bol vaktim var.Yazmak için nedenim yok desem hayır bu da olamaz..Hayatımda bir tontalak var ki benim adam sürekli malzeme veriyor bana..Ayrıca geziyorum, görüyorum, öğreniyorum,okuyorum,nefes alıyorum daha ne olsun..İçimden gelmiyor desem hayır bu da olamaz kafamda sürekli yazıyorum..Eeee o zaman derdim ne benim..

Aslında pişmanım Eray'ın hayatında öyle güzel ilkleri oldu ki kayıt altına alamadım..Aklıma geldikçe yazmaya çalışacağım..Ha bu arada dil hala pabuç gibi.Öyle cümleler kuruyor ki bazen kalakalıyorum.

Bende pek bir değişiklik yok diye yazacaktım ki kendime geldim.Bal gibi var işte. Hem insan nasıl aynı kalır hiç anlamam.Zaten bu dünyada en çok kıl olduğum cümle

-Nasılsın canım nasıl gidiyor
-Ne olsun bildiğin gibi işte herşey aynı

değil midir? Herşey nasıl aynı kalabilir.Mesela benim sabah havam parçalı bulutlu, öğlen güneşli, akşam sisli olabilir,gün içinde bile değişebilirim.

Yazmadığım süre boyunca işe girdim,çıktım, kilo aldım,yanlızlığı daha çok sever oldum, okumaya düştüm,bazı şeyleri sorgulamayı bıraktım, kabullendim,daha az gülmeye başladım..Galiba en önemli değişiklik benim gibi geveze birinin daha az konuşmaya başlaması...Alıştı herkes..İnsanoğlu nelere alışmamış ki benim sessizliğime alışmasın.Bende ki de laf işte.

Eray ile ilgili açığı kapatmak için kronolojik bir sıra oluşturup fotoğraflar ekleyeceğim hiç yoktan iyidir düşüncesiyle..Ama bugün değil annem gelecekmiş,yoldaymış bana müsade.

Fotoğraf 30 Ağustos 2013 Cunda adası..Eray beyin yüzü limoni çünkü o otelde kalıp deniz ya da havuza girmek istiyor.Herşey sizin istediğiniz gibi olamaz diye veryasın ediyor.